Genel Bilgi

DİCLE ÜNİVERSİTESİ
KÜLTÜR & SANAT ÇALIŞMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Dicle Üniversitesi Kültür & Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Diyarbakır Sur İlçesi’nin Hasırlı Mahallesi Mualla Sokakta bulunan Surp Hovsep Ermeni Katolik Kilisesi’nin binasında faaliyet göstermektedir. Kilise, Diyarbakır Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 2082 sayılı kurul kararıyla 19.01.1980 tarihinde tescillenmiştir. 1970’li yıllardan sonra cemaatinin olmayışı, yanındaki müştemilatın da (papaz evi) kullanılmamasından dolayı harabeye dönüşen kilisede ilk restorasyon çalışmaları Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce 2008 yılında yaptırılmıştır. 2015 yılında Sur İlçesi’nde yaşanan terör olayları sırasında yeniden büyük oranda tahrip olan kilisenin ikinci restorasyonu ise 2017-2020 yılları arasında yapılmıştır. Günümüzde tapu kaydı Katolik Kilisesi Cemaati Vakfı adına ancak idaresinin Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü uhdesindeki kilise, 2021 yılında “Kültür & Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi” olarak kullanılması amacı ve “Katolik Ermeni Cemaati’nin talep etmesi halinde ayin yapılabilmesi koşuluyla” Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’ne 10 yıllığına tahsis edilmiştir.

Ermeni Katolik Kilisesi narteks, üç nef ve apsisin yer aldığı bazilikal plan tipinde inşa edilmiştir. Bu mimariye ek kilise içinde bir asma kat (vernadun: kilisede ilahilerin okunduğu bölüm) ve dışarda çan kulesi yer almaktadır. Kiliseye narteksten (giriş kısmı) bir ana iki yan olmak üzere üç kapıdan giriş yapılmaktadır. 1890 yıllarında Ermeni bir tüccar olan Hoca Osep- Hosep-Hovsep? tarafından yaptırıldığı düşünülen kilisenin yapılış yılı ve serüveniyle ilgili bu sözlü edinimden başka net bir bilgi yoktur. Kilisenin özellikle apsisinde yer alan çinilerin tarihi 16. yüzyılın ikinci yarısı ile 17. yüzyıla işaret etmektedir. Bu çinilerin kiliseye farklı yapılardan (camii) getirilerek devşirme malzeme olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Bir başka araştırmacı, kilisenin duvarlarındaki alçı, çini ve mukarnas süslemelere dayanarak kilise için 16. yüzyıl tarihini önermektedir. Kilisenin inşasında kullanılan mihrap süslemelerinin şekli Osmanlı Barok sanat üslubunu yansıttığı için kilisenin 18-19. yüzyıllar arasında inşa edildiğini savunanlarda vardır. Söz konusu önerilere bakıldığında kilisenin yapım tarihi olarak 16. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl gibi uzun bir tarih aralığı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kilisenin yapım tarihi konusu şu an için belirsizliğini korumaktadır.

Bilindiği üzere; tarih boyunca binlerce yıllık geçmişe sahip Diyarbakır, Hurrilerden Asurlulara, Perslerden Romalılara, Bizanslılardan Abbasilere, Selçuklulardan, Osmanlılara kadar birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Günümüzde Açıkhava Müzesi olarak nitelendirilen ve birbirinden farklı birçok uygarlıkların izlerini taşıyan kadim kent Diyarbakır,

tarihin ve tarihte bu coğrafyada var olmuş tüm medeniyetlerin ortak kültürel mirası konumundadır. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine “Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri” ismiyle Türkiye’nin 14. miras alanı olarak giren Diyarbakır, içinde barındırdığı tarihi eserlerle ülkemizin müstesna şehirleri arasında yer alır. Zengin kültürel hayatı içerisinde birçok sanatkâr, fikir adamı, şair, bestekar ve bilim insanı yetiştirmiştir. Ali Emîrî’den Süleyman Nazif’e, Büyük bestekar Seyyid Nuh’tan, Şark Bülbülü Celal Güzelses’e, Hattat Âdem Amîdî’den Hattat Hâmid Aytaç’a, Hekim Aetius’tan Gazi Yaşargil’e, Cahit Sıtkı Tarancı’dan Sezai Karakoç’a kadar birçok isim Diyarbakır’dan ilham almıştır. Diyarbakır aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun müzik üretim merkezlerinden biri olarak kabul edilmiş İstanbul’dan sonra saray müziği yapan ikinci Osmanlı şehri olmuştur. Diyarbakır’da farklı inanca mensup insanlar tarih boyunca huzur içerisinde yaşamış, kültürel farklılıklar Diyarbakır’ın kültür-sanat hayatına zenginlik katmıştır. Bu bağlamda; Dicle Üniversitesi bünyesinde çalışmalarını yapacak olan Kültür & Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi ile;

  • Diyarbakır’ın kültür-sanat hayatına katkıda bulunulması,

  • Yapılacak projelerle Diyarbakır’ın kaybolan veya kaybolmaya yüz tutan kültürel

    mirasının ortaya çıkarılması,

  • Diyarbakır kültür, tarih ve sanatı ile ilgili bülten, dergi, bilimsel dergi, kitap gibi

    yayınların yazın hayatına kazandırılması,

  • Sempozyum, panel, konferans ve seminerlerle kültürel mirasın sağlıklı olarak gelecek

    kuşaklara aktarılması,

  • Sergi ve sanatsal etkinlikler ile şehrin sanat hayatına katkı sunulması merkezin amaçları

    arasında yer almaktadır. Ayrıca merkezde yapılan tüm etkinlikler dijital olarak kayıt altına alınarak Diyarbakır’ın dijital belleği oluşturulmaktadır.