DİCLE ÜNİVERSİTESİ 30. YILINDA SREBRENİTSA SOYKIRIMINI UNUTMADI
Srebrenitsa Soykırımının 30.
yılında, Dicle Üniversitesi ev sahipliğinde 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi
Celal Güzelses Salonu’nda anlamlı bir anma programı düzenlendi.
Programa Diyarbakır Valisi Murat
Zorluoğlu, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, dekanlar,
akademik ve idari personel ile çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve
İstiklal Marşı’nın ardından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda,
acının ve tarihin izleriyle dolu güçlü konuşmalar yapıldı.
30 YIL ÖNCE SUSANLAR ŞİMDİ GAZZE’DE SUSUYOR
Programda konuşan Diyarbakır
Valisi Murat Zorluoğlu, “Avrupa’nın göbeğinde, Birleşmiş Milletler
korumasındaki bir şehirde, 8 bin Boşnak kardeşimizin öldürülmesine sessiz kalan
bir dünya düzeninden söz ediyoruz. Bu sadece Boşnak halkına karşı değil,
insanlığın ortak onuruna karşı da işlenmiş bir cürümdür. Sözde medeniyetin
ortasında, demokrasi ve insan hakları nutukları atanlar, 30 yıl önce suskundu;
bugün de Gazze’de aynı suskunluk içindeler” diye konuştu.
Vali Zorluoğlu, konuşmasında
Bosna halkının bilge lideri Aliya İzetbegoviç’in sözlerine de yer vererek
salona duygu yüklü bir çağrıda bulundu:
“Aliya İzetbegoviç der ki: ‘Ne yaparsanız
yapın, soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.’ Evet, biz
unutmuyoruz. Srebrenitsa, bize sadece mazide yaşanmış bir acıyı değil, bugün
Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da süren zulmü de hatırlatıyor. Aliya’nın
şu sözü ise hâlâ yürek yakıyor: ‘Bir gün her şey bittiğinde hatırlayacağımız
şey, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.’ Dün
Bosna’da olan şeyin, bugün Filistin’de tekrarlandığını görüyoruz. Göz göre
göre, kameraların önünde, bebeklerin, kadınların, sivillerin katledildiği bir
coğrafyada sözde insan hakları savunucuları yine susuyor” dedi.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Kamuran Eronat, yaptığı konuşmada soykırımı sadece bir trajedi değil, aynı
zamanda bir medeniyet çöküşü olarak tanımlayarak, “11 Temmuz 1995 günü Bosna
Hersek'te 8 binden fazla insanın katledilmesi nedeniyle Uluslararası Adalet
Divanı tarafından Avrupa’da yaşanan ve İkinci Dünya savaşından sonraki en büyük
soykırım olarak nitelendirilen Srebrenitsa Soykırımı, insanlık tarihine kara
bir leke olarak geçmiştir. İnsanlığın bu kara günü, Birleşmiş Milletler Genel
kurulu tarafından 23 Mayıs 2024 tarihli kararla “11 Temmuz Srebrenitsa
Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü” olarak kabul edilmiş;
Cumhurbaşkanlığımızın 9 Temmuz 2024 tarihli genelgesi ile bugünün ülkemizde de
anma günü olarak yâd edilmesine karar verilmiştir.
SREBRENİTSA İNSANLIĞIN UTANÇ VESİKASIDIR
Bu vesile ile asla
unutulmamalıdır ki Srebrenitsa; sadece Avrupa kıtasında yer alan bir şehir ismi
değildir. O, yaşanmış bir insanlık dramının, derin bir acının, nasır tutmuş
uluslararası vicdanın utanç vesikası; İkinci Dünya savaşından sonra Avrupa’da
yaşanan en büyük soykırımın adıdır. Avrupa'nın göbeğinde, Birleşmiş Milletler
tarafından "güvenli bölge" olarak ilan edilmiş bir şehirde, binlerce
Boşnak sivilin, sadece kimlikleri ve inançları nedeniyle sistematik biçimde
katledildiği yerdir. İstiklal şairimiz Mehmet Akif merhumun “tek dişi kalmış
canavar” olarak tasvir ettiği batı medeniyetinin tarihe kara bir leke olarak
nakşedilmiş çifte standardının en pür, en elem verici örneklerinden biridir. Bu
acı gerçek, savaşın hukuksuzluğunu nefretin yıkıcılığını ve sessiz kalmanın
bedelini insanlığa bir kez daha göstermiştir.
UNUTMAMAK TARİHİ SORUMLULUĞUMUZ
İstanbul Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof Dr. Ali Fuat Örenç “Balkanlar’daki tarihsel Türk varlığına ve
sorumluluğa vurgu yapan Örenç, “Bosna’da akan kan, sadece Boşnakların değil,
bütün bir ümmetin ortak acısıdır. Bu millet, yüzyıllar boyunca Balkanlara
adalet götürmüş, kardeşlik tesis etmiştir. Bugün Diyarbakır’dan Dicle
kıyısından Tuna kıyılarına uzanan bu gönül köprüsü, sadece tarihî bir
hatırlatma değil, aynı zamanda bir uyanıştır. Türk demek, Müslüman demektir.
Türkler, İslam’ın kılıcı, mazlumun hamisidir. Srebrenitsa’nın, Gazze’nin, Doğu
Türkistan’ın unutulmaması bu milletin tarihî sorumluluğudur” dedi.
Program, Srebrenitsa şehitleri ve
tüm mazlumlar için yapılan dualarla sona erdi.