CUMHURİYET’İN RUHUNU YAŞATAN KONFERANS: “İRADE-İ MİLLİYE”
Dicle Üniversitesi ev
sahipliğinde “Cumhuriyet ve İrade-i
Milliye” konulu bir konferans düzenlendi.
Dicle Üniversitesi 15 Temmuz
Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Rektörümüz Prof. Dr. Kamuran
Eronat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Siraç Özerdem ve Prof. Dr. Velat
Şen, Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Uğurlu Arslan, dekanlar, akademisyenler,
öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını
yapan Rektör Prof. Dr. Kamuran Eronat, Cumhuriyet’in kuruluş sürecine giden
tarihsel arka planı hatırlatarak şunları söyledi:
“Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı
Devleti açısından 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile sona
ermiştir. Ağır hükümler içeren bu ateşkes anlaşmasıyla birlikte başkent
İstanbul başta olmak üzere Anadolu ve Doğu Trakya’nın pek çok kenti İtilaf
Devletleri tarafından işgal edilmiştir. Dört yıl süren savaş, milletimizin
insan gücü ve ekonomik kaynaklarını büyük ölçüde tüketmiş; ardından gelen
işgaller ise altı asırlık bir devlet geleneğine sahip Osmanlı Devleti’nin
siyasi egemenliğinin fiilen son bulması anlamına gelmiştir.”
Rektör Eronat, bu zor koşullar
altında Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde başlatılan Millî Mücadele’nin
kısa sürede milletin hak, hukuk ve bağımsızlığını savunma hareketine
dönüştüğünü ifade etti.
“Batı emperyalizmine karşı
verilen bu direniş, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
açılmasıyla yeni bir aşamaya geçmiştir. Genel Kurul Salonu’na asılan ‘Hâkimiyet
milletindir’ levhası, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun açık
bir ifadesi olmuştur. Gazi Meclis, bir yandan işgal güçlerine karşı askeri
mücadeleyi sürdürürken, diğer yandan millet iradesine dayanan yeni bir devletin
siyasi ve hukuki temellerini atmıştır.”
Prof. Dr. Eronat konuşmasının
devamında, Büyük Taarruz’un kazanılmasıyla elde edilen kesin zaferin, işgal
hareketlerini sona erdirirken Cumhuriyet’in de temellerini sağlamlaştırdığını
belirtti:
“Savaş yıllarında temelleri
atılan yeni devletin yönetim biçimi, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilanı
ile resmiyet kazanmıştır. Türlü yokluklar içinde yürütülen bu varoluş
mücadelesi, irade-i millîye ilkesi temelinde şekillenmiş; askeri zaferle
taçlanan bu sürecin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin
köklü tarihsel ve kültürel mirasını devralarak çağdaş, demokratik bir rejimle
yeniden vücut bulmuştur.”
Konuşmasının sonunda
Cumhuriyet’in sadece Türk milletinin kaderini değiştirmekle kalmadığını
vurgulayan Eronat, “Cumhuriyetimizin kuruluşu, aynı zamanda tüm mazlum
milletlere de ilham kaynağı olmuştur.” dedi.
Konferansta konuşan Doç. Dr. Mehmet Serkan Şahin ise “İrade-i Milliye”
kavramının, Cumhuriyet’e giden süreçte Mustafa Kemal Paşa’nın en fazla önem
verdiği ilkelerden biri olduğunu ifade etti. Bu kavramın, Sivas Kongresi
sürecinde Millî Mücadele’yi kitleselleştirmek ve halkı bilgilendirmek amacıyla
çıkarılan gazetenin adı olduğunu hatırlattı.
Şahin, Amasya Genelgesi ile başlayan, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile devam
eden örgütlenme döneminde milletin azim ve kararlılığının temel belirleyici
unsur olduğunu vurguladı. TBMM Genel Kurul Salonu’na asılan “Hâkimiyet
Milletindir” levhası ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun ilk maddesinde
egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun belirtilmesinin, bu
mücadelenin yalnızca bir kurtuluş savaşı değil, aynı zamanda egemenliği millete
devretme hareketi olduğunun açık göstergesi olduğunu söyledi.