DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDE İLK DERS GAZZE


22.09.2025


DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDE İLK DERS GAZZE

Dicle Üniversitesi'nde yeni eğitim-öğretim yılının ilk dersi, “Gazze” oldu.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerden 2025-2026 akademik yılı açılış törenlerinde ve derslerinde eğitim ve öğretim ile ilgili konularla birlikte Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerinin de gündem yapılmasını istedi.

Dicle Üniversitesi yeni akademik yılın açılışında sadece eğitim-öğretim meseleleri değil, aynı zamanda Gazze’de yaşanan insanlık dramını da gündeme taşıdı.

İktisadi İdari Bilimler Fakültesinde gerçekleşen derse Rektörümüz Prof. Dr. Kamuran Eronat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Aytaç Coşkun, Prof. Dr. Mehmet Siraç Özerdem ve Prof. Dr. Velat Şen, Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ata Akıl, dekanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

İlk dersi veren Rektörümüz Prof. Dr. Kamuran Eronat, “Bugün burada, yalnızca bir coğrafyanın değil, bütün insanlığın vicdanını derinden yaralayan Filistin meselesine dikkat çekmek için bulunuyoruz. Filistin’de devam eden çatışmalarda yaşanan acılar artık sayılarla da göz önünde. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, yaklaşık 64.300 kişi yaşamını yitirmiştir; bu kayıpların içinde yaklaşık 18.430 çocuk bulunmaktadır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Women Ajansı’na göre, 2023’ün Ekim ayından itibaren 28.000’den fazla kadın ve kız çocuğu Gazze’de hayatını kaybetmiştir” ifadelerini kulandı.

BARIŞA GİDEN YOLUN ANCAK EĞİTİMDEN GEÇTİĞİNE İNANIYORUZ

Rektör Eronat, "Her bir çocuk, her bir kadın kaybı, bir aileden çalınmış bir gelecek; bir toplumun umutlarından yitik bir parçadır. Masum çocukların eğitim hakkından mahrum bırakılması, gençlerin özgürlük hayallerinin engellenmesi, insanlığın ortak değerleriyle bağdaşmamaktadır. Üniversiteler olarak bizler, Filistinli öğrencilerin, akademisyenlerin ve halkın yanında olduğumuzu; onların eğitim hakkını, yaşam hakkını ve özgürlük taleplerini desteklediğimizi açıkça ifade ediyoruz. Barışa giden yolun, ancak eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Kitapların gölgesinde büyüyen bir çocuk, barışın dilini öğrenir; yıkıntılar arasında büyüyen bir çocuk ise yaralı bir geleceğin mirasçısı olur.

Bu noktada, büyük şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın dizeleri bizlere yol göstermektedir:

“Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.”

İşte biz de böyle bir dünya istiyoruz: Filistinli çocukların güvenle okula gidebildiği, gençlerin özgürce üniversite sıralarında hayallerini kurabildiği; savaşın değil barışın, yıkımın değil umudun hâkim olduğu bir dünya. Dileğimiz, akan kanın durması, adaletin tecelli etmesi ve Filistin’de özgür, bağımsız, barış dolu bir geleceğin kurulmasıdır. Unutmayalım: Barışın dili eğitimdir, özgürlüğün dili bilgidir. Görevimiz, bu dili daha gür bir sesle tüm dünyaya duyurmaktır” şeklinde konuştu.


Fotoğraf Galerisi