DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDE İLK DERS GAZZE
Dicle Üniversitesi'nde yeni
eğitim-öğretim yılının ilk dersi, “Gazze”
oldu.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK),
üniversitelerden 2025-2026 akademik yılı açılış törenlerinde ve derslerinde
eğitim ve öğretim ile ilgili konularla birlikte Gazze’de yaşanan insan hakları
ihlallerinin de gündem yapılmasını istedi.
Dicle Üniversitesi yeni akademik
yılın açılışında sadece eğitim-öğretim meseleleri değil, aynı zamanda Gazze’de
yaşanan insanlık dramını da gündeme taşıdı.
İktisadi İdari Bilimler
Fakültesinde gerçekleşen derse Rektörümüz Prof. Dr. Kamuran Eronat, Rektör
Yardımcıları Prof. Dr. Aytaç Coşkun, Prof. Dr. Mehmet Siraç Özerdem ve Prof.
Dr. Velat Şen, Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ata Akıl,
dekanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İlk dersi veren Rektörümüz Prof.
Dr. Kamuran Eronat, “Bugün burada, yalnızca bir coğrafyanın değil, bütün
insanlığın vicdanını derinden yaralayan Filistin meselesine dikkat çekmek için
bulunuyoruz. Filistin’de devam eden çatışmalarda yaşanan acılar artık sayılarla
da göz önünde. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, yaklaşık 64.300 kişi
yaşamını yitirmiştir; bu kayıpların içinde yaklaşık 18.430 çocuk bulunmaktadır.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler Women Ajansı’na göre, 2023’ün Ekim ayından itibaren
28.000’den fazla kadın ve kız çocuğu Gazze’de hayatını kaybetmiştir”
ifadelerini kulandı.
BARIŞA GİDEN YOLUN ANCAK EĞİTİMDEN GEÇTİĞİNE İNANIYORUZ
Rektör Eronat, "Her bir
çocuk, her bir kadın kaybı, bir aileden çalınmış bir gelecek; bir toplumun
umutlarından yitik bir parçadır. Masum çocukların eğitim hakkından mahrum
bırakılması, gençlerin özgürlük hayallerinin engellenmesi, insanlığın ortak
değerleriyle bağdaşmamaktadır. Üniversiteler olarak bizler, Filistinli
öğrencilerin, akademisyenlerin ve halkın yanında olduğumuzu; onların eğitim
hakkını, yaşam hakkını ve özgürlük taleplerini desteklediğimizi açıkça ifade
ediyoruz. Barışa giden yolun, ancak eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Kitapların
gölgesinde büyüyen bir çocuk, barışın dilini öğrenir; yıkıntılar arasında
büyüyen bir çocuk ise yaralı bir geleceğin mirasçısı olur.
Bu noktada, büyük şairimiz Cahit
Sıtkı Tarancı’nın dizeleri bizlere yol göstermektedir:
“Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret
olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet
olsun.”
İşte biz de böyle bir dünya
istiyoruz: Filistinli çocukların güvenle okula gidebildiği, gençlerin özgürce
üniversite sıralarında hayallerini kurabildiği; savaşın değil barışın, yıkımın
değil umudun hâkim olduğu bir dünya. Dileğimiz, akan kanın durması, adaletin
tecelli etmesi ve Filistin’de özgür, bağımsız, barış dolu bir geleceğin
kurulmasıdır. Unutmayalım: Barışın dili eğitimdir, özgürlüğün dili bilgidir.
Görevimiz, bu dili daha gür bir sesle tüm dünyaya duyurmaktır” şeklinde konuştu.