YENİ NESLİN TÜRKÇEYİ SOSYAL MEDYADA YANLIŞ KULLANMASI DİLİMİZE ZARAR VERİYOR


05.01.2023


YENİ NESLİN TÜRKÇEYİ SOSYAL MEDYADA YANLIŞ KULLANMASI DİLİMİZE ZARAR VERİYOR

Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tanyıldız, İhlas Haber Ajansına verdiği demeçte "Yeni neslin Türkçeyi sosyal medyada yanlış kullanması dilimize zarar veriyor, bu durum ilerleyen yıllarda dil bilgisi kökenine zarar verecek" değerlendirmesinde bulundu.

"Kısaltılan kelimeler, türetilen yeni sözcükler ve yabancı dillerden kısaltmalar gibi etkenler Türkçenin dil yapısına zamanla zarar veriyor."

Dicle Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tanyıldız, konuşma dilinde pek önem arz etmeyecek kısaltmaların ve hataların yazı diline geçtiğinde kalıcı hale geldiğini ifade etti.

Dil eğitimine özellikle yakın çevrenin çok katkısı olduğuna değinen Tanyıldız, “Dil eğitimi bebeklikten başlar. Ailede anne ve babanın konuştuğu dil, çocuğu besler. Aynı şekilde sokakta, mahallede ve arkadaşlarla kurulan temas, kişinin dil oluşumuna katkıda bulunur. İlkokul ve ortaokulda öğretmenlerin verdiği eğitim sayesinde çocuğun dil eğitimi genişlemeye devam eder” dedi.

Türkçenin doğru ve güzel kullanımı için İstanbul ağzının iyi bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Tanyıldız, “Edebiyat hocaları olarak bizler, İstanbul ağzını öğretmeye ve tavsiye etmeye çalışıyoruz. Bunun sebebi de İstanbul ağzı hem Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilidir, hem de yüzyılları yılları aşan bir estetik yapıya sahip olduğu için süzülmüş ve damıtılmış güzel bir ağızdır. O yüzden Türkçeyi güzel konuşmak isteyen arkadaşlarımızın İstanbul ağzını iyi bilmeleri ve öğrenmeleri gerekir. Tabii bu durum yöresel ağızları ve yerel dilleri inkâr ettiğimiz anlamına gelmez. Yani Diyarbakırlı bir gencimiz, Diyarbakır ağzının bütün özelliklerini ayrıntısıyla bilebilir ve konuşabilir. Bunda yadırganacak herhangi bir şey yoktur. Ama resmiyette İstanbul ağzı esas olduğu için İstanbul ağzının konuşulması beklenir” ifadelerine yer verdi.

Güzel konuşabilmek için sesli kitap okuma faaliyetinin önemine değinen Tanyıldız, “Güzel Türkçemizi iyi kullanan yazarların eserlerini önümüze alacağız. Onları sesli bir şekilde okuduğumuz takdirde ağzımızın ve dilimizin de yavaş yavaş düzelmeye başladığını görebiliriz. Ve bir de çok okumak gerekiyor. Kelime dünyamız arttıkça düşünme hızımız da artacak. Böylelikle seçeceğimiz kelimelerin estetik seviyesi de artmış olacaktır” ifadelerinde bulundu.

“Yanlış kullanılan kelimeler yazı diline geçtiği zaman kalıcı hale geliyor”

Kelimelerin yanlış telaffuz edilmesinin yazı diline geçmesiyle problem oluşabileceğini ifade eden Tanyıldız, “Modern dönemde gençler hızlı yaşıyor. Hızlı yaşadığı için de hızlı düşünüyor ve hızlı konuşuyor. Konuşma dilinde kelimelerin yuvarlanması bazı harflerin yutulması son derece doğaldır. Ama aynı hata yazı diline geçtiği zaman problem büyüyor. Dolayısıyla konuşma dilinde pek önem arz etmediği düşünülen o küçük küçük hatalar, yazı diline geçtiği zaman kalıcı hale geliyor” diye konuştu.

Kelime dünyasının değişimindeki en büyük etkenlerden birinin teknolojik gelişmeler olduğunu söyleyen Tanyıldız, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kelime dünyasının değişimindeki en büyük etkenlerden biri de teknolojik gelişmelerdir. Dünya artık küçük bir köy haline geldi. Her şey bir anda yayılabiliyor. Bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Saniyeler içerisinde dünyanın öbür ucunda yaşanmış olan bir hadiseyi anında ekranlar vasıtasıyla gözümüzün önüne getirebiliyoruz. Dolayısıyla bu kadar hızlanmış bir zaman içerisinde dilin çabucak değişme ihtimali de oldukça kuvvetlidir.”


Fotoğraf Galerisi